Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye‘nin 1990’lı yıllardaki durumuyla şu anı karşılaştırarak, “Bugünkü Türkiye olsaydı, Bosna-Hersek’te yaşanan bu soykırım yaşanmazdı. Hocalı da yaşanmazdı bugünkü Türkiye olsaydı. Azerbaycan toprakları da Karabağ da işgal edilmezdi bugünkü Türkiye olsaydı, müsaade vermezdik.” dedi.
Çavuşoğlu, 24 TV canlı yayınında gündemi kıymetlendirdi ve soruları yanıtladı.
Bakan Çavuşoğlu, The Economist mecmuasının Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Periyot Milletvekili Seçimleri hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı amaç alan tabirlerine ait onların da bu seçimin ehemmiyetini ve tarihi olduğunu bildiğini söyledi.
Bu kuvvetli dönemeçte Türkiye’nin daha istikrarlı, inançlı olmasını ve dünya barışına katkı sağlamasını isteyen herkesin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar seçilmesini istediğini vurgulayan Çavuşoğlu, bunu alanda da gördüklerini fakat dışarıda Türkiye’nin istikrarsız, zayıf olmasını ve Türkiye’yi yönetmek isteyenlerin her seçimde bu manşetleri attığına dikkati çekti.
Çavuşoğlu, son 5 yılda Türk dış siyasetinde ve terörle uğraşta destan yazdıklarının altını çizerek, “Onlar (muhalefet) yalnızca AK Parti’nin siyasetlerine karşı değil Türkiye’nin menfaatlerine karşı, o kadar uyarmamıza karşın. ‘Bizi eleştirin, bize parti ve iktidar olarak karşı olun fakat Türkiye’nin menfaatlerine karşı olmayın’ diye uyarıyoruz lakin bunların telaffuzlarından biz etkilenmiyoruz.” tabirini kullandı.
Rusya‘dan evvelce 1 Mayıs’ta Antalya’ya çok turist geldiğini anımsatan Çavuşoğlu, muhalefetin Rusya‘ya karşı yaptırımlara katılma telaffuzlarından dolayı turist sayısında azalma olduğunu lisana getirdi.
“Ara buluculukta markayız”
Çavuşoğlu, bir yerde orta bulucu olabilmek için evvel muteber olunması gerektiğinin altını çizerek, “Bunun için de unsurlu ve tarafsız olmanız lazım. Objektif, doğruya gerçek, yanlışa yanlış demeniz lazım. ve onu yapacak gücünüzün de olması lazım. Biz artık Türkiye’de orta bulucular yetiştiriyoruz. Orta buluculukta markayız.” diye konuştu.
Sudan konusunda 22 farklı ülkeden 298 kişiyi tahliye ettiklerini anımsatan Çavuşoğlu, 1763 Türk vatandaşını, toplamda 2 bin 61 kişiyi Sudan’dan tahliye ettiklerini aktardı.
Çavuşoğlu, Sudan’da 7 günlük ateşkes ilan edildiğini lakin buna uyulmazsa ve çatışmalar tırmanırsa Türkiye’nin Hartum Büyükelçiliğini Port Sudan’a taşımak için istişare edip talimat aldıklarını lisana getirdi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar’ın Etiyopya’da Afrika Birliği ve Etiyopyalı yetkililerle görüştüğünü anlatan Çavuşoğlu, Sudanlılar ile de temasa geçildiğini, 4’lü bir görüşme olduğunu, koşullar olgunlaşırsa daha üst düzeye çıkılacağını kaydetti.
“Diplomatları şehit eden teröristlerin anıtını dikmek kabul edilemez”
Ermenistan’ın barışla ve normalleşmeyle ilgili tavrını çok tutarsız olarak kıymetlendiren Çavuşoğlu, bazen çok beklenmedik açıklamalar yapılırken sonraki gün tam karşıtı bir adım görüldüğünü söyledi.
Çavuşoğlu, Azerbaycan’ın samimi olduğunu, barış istediğini ve teklifte bulunduğunu belirterek, “Bir taraftan ‘Karabağ, Azerbaycan’ın’ diyorsunuz. Öbür taraftan Karabağ’a farklı yollardan, ana yollardan değil kaçak halde silahlı insan gönderiyorsunuz. Ne için gönderiyorsunuz? Madem barış istiyorsunuz. Neden gönderiyorsunuz? Mutabakat imzaladınız, şimdi daha Zengazur geçişi ile ilgili adım atmadılar. Ruslar da bundan rahatsız, herkes de gerçeği görüyor. Amerikalılar da görüyor.” diye konuştu.
Önce inkar ettiklerini fakat Batı’nın Karabağ’a kaçak yollardan silahlı asker ve silah gönderildiğini tespit ettiğini aktaran Çavuşoğlu, istenilen samimiyeti görmediklerini fakat samimi olmaları gerektiğini ve olağanlaşmaya Ermenistan’ın da daha çok muhtaçlığı olduğuna işaret etti.
Çavuşoğlu, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin akabinde Ermenistan’ın yardım ettiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Ama artık siz benim diplomatlarımı şehit eden teröristlerin anıtını dikerseniz, ben bunu kabullenebilir miyim? Biz güvenlik güçlerimizden sonra en çok şehit veren kurumuz Türkiye’de, biz bunu nasıl kabul edebiliriz? Biz jestler yaptık, hava alanımızı açtık. Her gün de Türkiye’nin hava alanı üzerinden öbür ülkelere uçuşlar. Bundan sonra kapattık, VIP’lere de kapattık. Hiç kimse kusura bakmasın. Paşinyan’ın uçağına da kapattık. Bir tek Meclis Lideri, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) toplantısına geliyordu. Mesken sahibiyiz, tabi üye ülkenin meclis liderine kapatmamız mümkün değil. Sonuçta şayet bunda ısrar ederlerse, tabi ki bu olağanlaşma süreci sekteye uğrar.”
Tahıl Koridoru Mutabakatı’nda Rusya‘nın meseleleri devam ediyor
Tahıl Koridoru Mutabakatı’nda Rusya‘nın sıkıntılarının sürdüğünü ve bunların çözülmesi için süreçlerin devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Tahıl Mutabakatı, Rusya‘nın karşı karşıya kaldığı meselelerin devam etmesine karşın uzatıldıysa, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Putin’le olan diyaloğudur. Yani Sayın Putin’in, Cumhurbaşkanı’mızı kırmamasıdır, hatırına adımlar atmasıdır. ‘Nasıl olsa Erdoğan ikna ediyor, biz de bu problemleri çözmeyelim’ anlayışıyla ömür uzunluğu gitmez, gerçekçi olalım.” değerlendirmesinde bulundu.
“Batı daima yönetmek ister”
Çavuşoğlu, ülkesinin menfaatlerine baktığını vurgulayarak, Batı’nın Türkiye’yi daima yönetmek istediğini ve daima zirveden bakarak dikte ettiğini, fırsat bulursa aşağıladığını söyledi.
Türkiye’ye artık bu türlü davranamadıklarına dikkati çeken Çavuşoğlu, “Biz onlara da makus davranmıyoruz. Biz de aşağılık kompleksi de yok, kibir de yok. Herkesi eşit, ortak görüyoruz. Yapamıyorlar. Şu andaki muhalefeti dizayn ediyorlar. Açık, temaslar ortada. Bu kadar partiyi bir ortaya getirmek mümkün mü?” sözünü kullandı.
Çavuşoğlu, Batılıların her yerdeki hedefinin bu olduğunu ve sömürgecilik anlayışının devam ettiğini belirterek, kılıf değiştirse de, post-modern olsa da o anlayışın devam ettiğinin altını çizdi.
Avrupa’nın dışa bağımlılığının arttığına ve önemli bir yaşlanma olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, önemli sayıda göçmene gereksinim duyacaklarını ve üretim kapasitesin de önemli düşüş yaşadığını söyledi.
Çavuşoğlu, muhalefetin Yunanistan, Ege yahut Kıbrıs üzere diğer hususlarda da temel sıkıntısının Türkiye’nin ulusal çıkarlarını savunmak olmadığını ve “iktidarı nasıl eleştirebilirim” olduğunu vurgulayarak, ulusal siyasetin siyaset üstünde olması gerektiğini söyledi.
Muhalefetin Batı yanlısı telaffuzlarına ait Türkiye’nin kendi çıkarlarını kendisinin kollaması ve kendi güvenliğini garanti altına alması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Elbette müttefik olmak değerli. Ancak bir müttefik de YPG/PKK’ya dayanak veriyor. Ben neden yaranmaya çalışayım? Biz, AB’ye çok yanaştık. 2014’te tek gündem, AB idi.” dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun AB ve vize serbestisi telaffuzlarına ait Çavuşoğlu, rastgele bir ayrıntı verilmemesini sorgulayarak, nasıl yapılacağı anlatılmadığı sürece bunların boş bir vaat olduğunu söyledi.
“Türkün asrı, Türk dünyasının yüzyılı olacak”
Türkiye’nin 1990’lı yıllarda gücünün ortada olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Bugünkü Türkiye olsaydı, Bosna-Hersek’te yaşanan bu soykırım yaşanmazdı. Hocalı da yaşanmazdı bugünkü Türkiye olsaydı. Azerbaycan toprakları da Karabağ da işgal edilmezdi bugünkü Türkiye olsaydı, müsaade vermezdik. ‘Can Azerbaycan’ demek, ‘Türkiye’ demek. Bir milletiz, iki devletiz biz.” dedi.
Çavuşoğlu, Türk dünyasının birleşmesinin hayalleri olduğunu ve gerçekleştiğini belirterek, evvelce kurulan yapılanmaları teşkilat haline getirmek istediklerini ve bunu İstanbul Doruğu’nda başardıklarını, Özbekistan Tepesi’nde de tüzel çalışmaların tamamlanarak yatırım fonu kurduklarını söyledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) bayrağı ve anayasal ismiyle Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) katıldığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Tüm bu fırsatları lehimize çevirerek Türk dünyasını güçlendirmemiz lazım. Hayalleri gerçekleştirdik, temelleri attık. Biz ‘Türkiye Yüzyılı’ derken, ‘Türkün asrı, Türk dünyasının yüzyılı’ olacak diyoruz.” tabirlerini kullandı.
(Bitti)
